fısıldamak

Turkish

Etymology

Inherited from Ottoman Turkish فصلدامق (fısıldamak), of onomatopoeic origin, from fıs (the sound of whispering).

Pronunciation

  • IPA(key): /fɯ.sɯɫ.daˈmak/
  • Hyphenation: fı‧sıl‧da‧mak

Verb

fısıldamak (third-person singular simple present fısıldar)

  1. (transitive) to whisper
    Synonym: fıslamak
    kulağına fısıldamakto whisper something to one's ear
  2. (transitive) to whisper, to mention privately and confidentially, or in a whisper.

Conjugation

Conjugation of fısıldamak
positive conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple fısıldarım fısıldarsın fısıldar fısıldarız fısıldarsınız fısıldarlar
past fısıldarmışım fısıldarmışsın fısıldarmış fısıldarmışız fısıldarmışsınız fısıldarlarmış
inferential fısıldardım fısıldardın fısıldardı fısıldardık fısıldardınız fısıldarlardı
conditional fısıldarsam fısıldarsan fısıldarsa fısıldarsak fısıldarsanız fısıldarlarsa
continuous continuous simple fısıldıyorum fısıldıyorsun fısıldıyor fısıldıyoruz fısıldıyorsunuz fısıldıyorlar
past fısıldıyormuşum fısıldıyormuşsun fısıldıyormuş fısıldıyormuşuz fısıldıyormuşsunuz fısıldıyorlarmış
inferential fısıldıyordum fısıldıyordun fısıldıyordu fısıldıyorduk fısıldıyordunuz fısıldıyorlardı
conditional fısıldıyorsam fısıldıyorsan fısıldıyorsa fısıldıyorsak fısıldıyorsanız fısıldıyorlarsa
inferential inferential simple fısıldamışım fısıldamışsın fısıldamış fısıldamışız fısıldamışsınız fısıldamışlar
past fısıldamışmışım fısıldamışmışsın fısıldamışmış fısıldamışmışız fısıldamışmışsınız fısıldamışlarmış
inferential fısıldamıştım fısıldamıştın fısıldamıştı fısıldamıştık fısıldamıştınız fısıldamışlardı
conditional fısıldamışsam fısıldamışsan fısıldamışsa fısıldamışsak fısıldamışsanız fısıldamışlarsa
future future simple fısıldayacağım fısıldayacaksın fısıldayacak fısıldayacağız fısıldayacaksınız fısıldayacaklar
past fısıldayacakmışım fısıldayacakmışsın fısıldayacakmış fısıldayacakmışız fısıldayacakmışsınız fısıldayacaklarmış
inferential fısıldayacaktım fısıldayacaktın fısıldayacaktı fısıldayacaktık fısıldayacaktınız fısıldayacaklardı
conditional fısıldayacaksam fısıldayacaksan fısıldayacaksa fısıldayacaksak fısıldayacaksanız fısıldayacaklarsa
progressive progressive simple fısıldamaktayım fısıldamaktasın fısıldamakta fısıldamaktayız fısıldamaktasınız fısıldamaktalar
past fısıldamaktaymışım fısıldamaktaymışsın fısıldamaktaymış fısıldamaktaymışız fısıldamaktaymışsınız fısıldamaktalarmış
inferential fısıldamaktaydım fısıldamaktaydın fısıldamaktaydı fısıldamaktaydık fısıldamaktaydınız fısıldamaktalardı
conditional fısıldamaktaysam fısıldamaktaysan fısıldamaktaysa fısıldamaktaysak fısıldamaktaysanız fısıldamaktalarsa
necessitative necessitative simple fısıldamalıyım fısıldamalısın fısıldamalı fısıldamalıyız fısıldamalısınız fısıldamalılar
past fısıldamalıymışım fısıldamalıymışsın fısıldamalıymış fısıldamalıymışız fısıldamalıymışsınız fısıldamalılarmış
inferential fısıldamalıydım fısıldamalıydın fısıldamalıydı fısıldamalıydık fısıldamalıydınız fısıldamalılardı
conditional fısıldamalıysam fısıldamalıysan fısıldamalıysa fısıldamalıysak fısıldamalıysanız fısıldamalılarsa
past past simple fısıldadım fısıldadın fısıldadı fısıldadık fısıldadınız fısıldadılar
conditional fısıldadıysam fısıldadıysan fısıldadıysa fısıldadıysak fısıldadıysanız fısıldadılarsa
conditional conditional simple fısıldasam fısıldasan fısıldasa fısıldasak fısıldasanız fısıldasalar
past fısıldasaymışım fısıldasaymışsın fısıldasaymış fısıldasaymışız fısıldasaymışsınız fısıldasalarmış
inferential fısıldasaydım fısıldasaydın fısıldasaydı fısıldasaydık fısıldasaydınız fısıldasalardı
optative fısıldayayım fısıldayasın fısıldaya fısıldayalım fısıldayasınız fısıldayalar
imperative imperative regular fısılda fısıldasın fısıldayın fısıldasınlar
formal fısıldayınız fısıldayınız
informal fısıldasana fısıldasanıza
infinitive fısıldamak
verbal noun fısıldama
impersonal participle imperfective fısıldayan
perfective fısıldamış
prospective fısıldayacak
personal participle non-prospective fısıldadığım fısıldadığın fısıldadığı fısıldadığımız fısıldadığınız fısıldadıkları
prospective fısıldayacağım fısıldayacağın fısıldayacağı fısıldayacağımız fısıldayacağınız fısıldayacakları
temporal adverb temporal adverb simple fısıldarken1
specific fısıldayınca
"and" fısıldayıp
"since" fısıldayalı
"until" fısıldayasıya
"as long as" fısıldadıkça
modal adverb modal adverb simple fısıldayarak
reduplicated fısıldaya fısıldaya
"as if" fısıldarcasına1
negative conjugation
negative conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple fısıldamam fısıldamazsın fısıldamaz fısıldamayız fısıldamazsınız fısıldamazlar
past fısıldamazmışım fısıldamazmışsın fısıldamazmış fısıldamazmışız fısıldamazmışsınız fısıldamazlarmış
inferential fısıldamazdım fısıldamazdın fısıldamazdı fısıldamazdık fısıldamazdınız fısıldamazlardı
conditional fısıldamazsam fısıldamazsan fısıldamazsa fısıldamazsak fısıldamazsanız fısıldamazlarsa
continuous continuous simple fısıldamıyorum fısıldamıyorsun fısıldamıyor fısıldamıyoruz fısıldamıyorsunuz fısıldamıyorlar
past fısıldamıyormuşum fısıldamıyormuşsun fısıldamıyormuş fısıldamıyormuşuz fısıldamıyormuşsunuz fısıldamıyorlarmış
inferential fısıldamıyordum fısıldamıyordun fısıldamıyordu fısıldamıyorduk fısıldamıyordunuz fısıldamıyorlardı
conditional fısıldamıyorsam fısıldamıyorsan fısıldamıyorsa fısıldamıyorsak fısıldamıyorsanız fısıldamıyorlarsa
inferential inferential simple fısıldamamışım fısıldamamışsın fısıldamamış fısıldamamışız fısıldamamışsınız fısıldamamışlar
past fısıldamamışmışım fısıldamamışmışsın fısıldamamışmış fısıldamamışmışız fısıldamamışmışsınız fısıldamamışlarmış
inferential fısıldamamıştım fısıldamamıştın fısıldamamıştı fısıldamamıştık fısıldamamıştınız fısıldamamışlardı
conditional fısıldamamışsam fısıldamamışsan fısıldamamışsa fısıldamamışsak fısıldamamışsanız fısıldamamışlarsa
future future simple fısıldamayacağım fısıldamayacaksın fısıldamayacak fısıldamayacağız fısıldamayacaksınız fısıldamayacaklar
past fısıldamayacakmışım fısıldamayacakmışsın fısıldamayacakmış fısıldamayacakmışız fısıldamayacakmışsınız fısıldamayacaklarmış
inferential fısıldamayacaktım fısıldamayacaktın fısıldamayacaktı fısıldamayacaktık fısıldamayacaktınız fısıldamayacaklardı
conditional fısıldamayacaksam fısıldamayacaksan fısıldamayacaksa fısıldamayacaksak fısıldamayacaksanız fısıldamayacaklarsa
progressive progressive simple fısıldamamaktayım fısıldamamaktasın fısıldamamakta fısıldamamaktayız fısıldamamaktasınız fısıldamamaktalar
past fısıldamamaktaymışım fısıldamamaktaymışsın fısıldamamaktaymış fısıldamamaktaymışız fısıldamamaktaymışsınız fısıldamamaktalarmış
inferential fısıldamamaktaydım fısıldamamaktaydın fısıldamamaktaydı fısıldamamaktaydık fısıldamamaktaydınız fısıldamamaktalardı
conditional fısıldamamaktaysam fısıldamamaktaysan fısıldamamaktaysa fısıldamamaktaysak fısıldamamaktaysanız fısıldamamaktalarsa
necessitative necessitative simple fısıldamamalıyım fısıldamamalısın fısıldamamalı fısıldamamalıyız fısıldamamalısınız fısıldamamalılar
past fısıldamamalıymışım fısıldamamalıymışsın fısıldamamalıymış fısıldamamalıymışız fısıldamamalıymışsınız fısıldamamalılarmış
inferential fısıldamamalıydım fısıldamamalıydın fısıldamamalıydı fısıldamamalıydık fısıldamamalıydınız fısıldamamalılardı
conditional fısıldamamalıysam fısıldamamalıysan fısıldamamalıysa fısıldamamalıysak fısıldamamalıysanız fısıldamamalılarsa
past past simple fısıldamadım fısıldamadın fısıldamadı fısıldamadık fısıldamadınız fısıldamadılar
conditional fısıldamadıysam fısıldamadıysan fısıldamadıysa fısıldamadıysak fısıldamadıysanız fısıldamadılarsa
conditional conditional simple fısıldamasam fısıldamasan fısıldamasa fısıldamasak fısıldamasanız fısıldamasalar
past fısıldamasaymışım fısıldamasaymışsın fısıldamasaymış fısıldamasaymışız fısıldamasaymışsınız fısıldamasalarmış
inferential fısıldamasaydım fısıldamasaydın fısıldamasaydı fısıldamasaydık fısıldamasaydınız fısıldamasalardı
optative fısıldamayayım fısıldamayasın fısıldamaya fısıldamayalım fısıldamayasınız fısıldamayalar
imperative imperative regular fısıldama fısıldamasın fısıldamayın fısıldamasınlar
formal fısıldamayınız fısıldamayınız
informal fısıldamasana fısıldamasanıza
infinitive fısıldamamak
verbal noun fısıldamama
impersonal participle imperfective fısıldamayan
perfective fısıldamamış
prospective fısıldamayacak
personal participle non-prospective fısıldamadığım fısıldamadığın fısıldamadığı fısıldamadığımız fısıldamadığınız fısıldamadıkları
prospective fısıldamayacağım fısıldamayacağın fısıldamayacağı fısıldamayacağımız fısıldamayacağınız fısıldamayacakları
temporal adverb temporal adverb simple fısıldamazken1
specific fısıldamayınca
"and" fısıldamayıp
"since" fısıldamayalı
"until" fısıldamayasıya
"as long as" fısıldamadıkça
modal adverb modal adverb simple fısıldamayarak
reduplicated fısıldamaya fısıldamaya
"as if" fısıldamazcasına1
potential conjugation
potential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple fısıldayabilirim fısıldayabilirsin fısıldayabilir fısıldayabiliriz fısıldayabilirsiniz fısıldayabilirler
past fısıldayabilirmişim fısıldayabilirmişsin fısıldayabilirmiş fısıldayabilirmişiz fısıldayabilirmişsiniz fısıldayabilirlermiş
inferential fısıldayabilirdim fısıldayabilirdin fısıldayabilirdi fısıldayabilirdik fısıldayabilirdiniz fısıldayabilirlerdi
conditional fısıldayabilirsem fısıldayabilirsen fısıldayabilirse fısıldayabilirsek fısıldayabilirseniz fısıldayabilirlerse
continuous continuous simple fısıldayabiliyorum fısıldayabiliyorsun fısıldayabiliyor fısıldayabiliyoruz fısıldayabiliyorsunuz fısıldayabiliyorlar
past fısıldayabiliyormuşum fısıldayabiliyormuşsun fısıldayabiliyormuş fısıldayabiliyormuşuz fısıldayabiliyormuşsunuz fısıldayabiliyorlarmış
inferential fısıldayabiliyordum fısıldayabiliyordun fısıldayabiliyordu fısıldayabiliyorduk fısıldayabiliyordunuz fısıldayabiliyorlardı
conditional fısıldayabiliyorsam fısıldayabiliyorsan fısıldayabiliyorsa fısıldayabiliyorsak fısıldayabiliyorsanız fısıldayabiliyorlarsa
inferential inferential simple fısıldayabilmişim fısıldayabilmişsin fısıldayabilmiş fısıldayabilmişiz fısıldayabilmişsiniz fısıldayabilmişler
past fısıldayabilmişmişim fısıldayabilmişmişsin fısıldayabilmişmiş fısıldayabilmişmişiz fısıldayabilmişmişsiniz fısıldayabilmişlermiş
inferential fısıldayabilmiştim fısıldayabilmiştin fısıldayabilmişti fısıldayabilmiştik fısıldayabilmiştiniz fısıldayabilmişlerdi
conditional fısıldayabilmişsem fısıldayabilmişsen fısıldayabilmişse fısıldayabilmişsek fısıldayabilmişseniz fısıldayabilmişlerse
future future simple fısıldayabileceğim fısıldayabileceksin fısıldayabilecek fısıldayabileceğiz fısıldayabileceksiniz fısıldayabilecekler
past fısıldayabilecekmişim fısıldayabilecekmişsin fısıldayabilecekmiş fısıldayabilecekmişiz fısıldayabilecekmişsiniz fısıldayabileceklermiş
inferential fısıldayabilecektim fısıldayabilecektin fısıldayabilecekti fısıldayabilecektik fısıldayabilecektiniz fısıldayabileceklerdi
conditional fısıldayabileceksem fısıldayabileceksen fısıldayabilecekse fısıldayabileceksek fısıldayabilecekseniz fısıldayabileceklerse
progressive progressive simple fısıldayabilmekteyim fısıldayabilmektesin fısıldayabilmekte fısıldayabilmekteyiz fısıldayabilmektesiniz fısıldayabilmekteler
past fısıldayabilmekteymişim fısıldayabilmekteymişsin fısıldayabilmekteymiş fısıldayabilmekteymişiz fısıldayabilmekteymişsiniz fısıldayabilmektelermiş
inferential fısıldayabilmekteydim fısıldayabilmekteydin fısıldayabilmekteydi fısıldayabilmekteydik fısıldayabilmekteydiniz fısıldayabilmektelerdi
conditional fısıldayabilmekteysem fısıldayabilmekteysen fısıldayabilmekteyse fısıldayabilmekteysek fısıldayabilmekteyseniz fısıldayabilmektelerse
necessitative necessitative simple fısıldayabilmeliyim fısıldayabilmelisin fısıldayabilmeli fısıldayabilmeliyiz fısıldayabilmelisiniz fısıldayabilmeliler
past fısıldayabilmeliymişim fısıldayabilmeliymişsin fısıldayabilmeliymiş fısıldayabilmeliymişiz fısıldayabilmeliymişsiniz fısıldayabilmelilermiş
inferential fısıldayabilmeliydim fısıldayabilmeliydin fısıldayabilmeliydi fısıldayabilmeliydik fısıldayabilmeliydiniz fısıldayabilmelilerdi
conditional fısıldayabilmeliysem fısıldayabilmeliysen fısıldayabilmeliyse fısıldayabilmeliysek fısıldayabilmeliyseniz fısıldayabilmelilerse
past past simple fısıldayabildim fısıldayabildin fısıldayabildi fısıldayabildik fısıldayabildiniz fısıldayabildiler
conditional fısıldayabildiysem fısıldayabildiysen fısıldayabildiyse fısıldayabildiysek fısıldayabildiyseniz fısıldayabildilerse
conditional conditional simple fısıldayabilsem fısıldayabilsen fısıldayabilse fısıldayabilsek fısıldayabilseniz fısıldayabilseler
past fısıldayabilseymişim fısıldayabilseymişsin fısıldayabilseymiş fısıldayabilseymişiz fısıldayabilseymişsiniz fısıldayabilselermiş
inferential fısıldayabilseydim fısıldayabilseydin fısıldayabilseydi fısıldayabilseydik fısıldayabilseydiniz fısıldayabilselerdi
optative fısıldayabileyim fısıldayabilesin fısıldayabile fısıldayabilelim fısıldayabilesiniz fısıldayabileler
imperative imperative regular fısıldayabil fısıldayabilsin fısıldayabilin fısıldayabilsinler
formal fısıldayabiliniz fısıldayabiliniz
informal fısıldayabilsene fısıldayabilsenize
infinitive fısıldayabilmek
verbal noun fısıldayabilme
impersonal participle imperfective fısıldayabilen
perfective fısıldayabilmiş
prospective fısıldayabilecek
personal participle non-prospective fısıldayabildiğim fısıldayabildiğin fısıldayabildiği fısıldayabildiğimiz fısıldayabildiğiniz fısıldayabildikleri
prospective fısıldayabileceğim fısıldayabileceğin fısıldayabileceği fısıldayabileceğimiz fısıldayabileceğiniz fısıldayabilecekleri
temporal adverb temporal adverb simple fısıldayabilirken1
specific fısıldayabilince
"and" fısıldayabilip
"since" fısıldayabileli
"until" fısıldayabilesiye
"as long as" fısıldayabildikçe
modal adverb modal adverb simple fısıldayabilerek
reduplicated fısıldayabile fısıldayabile
"as if" fısıldayabilircesine1
impotential conjugation
impotential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple fısıldayamam fısıldayamazsın fısıldayamaz fısıldayamayız fısıldayamazsınız fısıldayamazlar
past fısıldayamazmışım fısıldayamazmışsın fısıldayamazmış fısıldayamazmışız fısıldayamazmışsınız fısıldayamazlarmış
inferential fısıldayamazdım fısıldayamazdın fısıldayamazdı fısıldayamazdık fısıldayamazdınız fısıldayamazlardı
conditional fısıldayamazsam fısıldayamazsan fısıldayamazsa fısıldayamazsak fısıldayamazsanız fısıldayamazlarsa
continuous continuous simple fısıldayamıyorum fısıldayamıyorsun fısıldayamıyor fısıldayamıyoruz fısıldayamıyorsunuz fısıldayamıyorlar
past fısıldayamıyormuşum fısıldayamıyormuşsun fısıldayamıyormuş fısıldayamıyormuşuz fısıldayamıyormuşsunuz fısıldayamıyorlarmış
inferential fısıldayamıyordum fısıldayamıyordun fısıldayamıyordu fısıldayamıyorduk fısıldayamıyordunuz fısıldayamıyorlardı
conditional fısıldayamıyorsam fısıldayamıyorsan fısıldayamıyorsa fısıldayamıyorsak fısıldayamıyorsanız fısıldayamıyorlarsa
inferential inferential simple fısıldayamamışım fısıldayamamışsın fısıldayamamış fısıldayamamışız fısıldayamamışsınız fısıldayamamışlar
past fısıldayamamışmışım fısıldayamamışmışsın fısıldayamamışmış fısıldayamamışmışız fısıldayamamışmışsınız fısıldayamamışlarmış
inferential fısıldayamamıştım fısıldayamamıştın fısıldayamamıştı fısıldayamamıştık fısıldayamamıştınız fısıldayamamışlardı
conditional fısıldayamamışsam fısıldayamamışsan fısıldayamamışsa fısıldayamamışsak fısıldayamamışsanız fısıldayamamışlarsa
future future simple fısıldayamayacağım fısıldayamayacaksın fısıldayamayacak fısıldayamayacağız fısıldayamayacaksınız fısıldayamayacaklar
past fısıldayamayacakmışım fısıldayamayacakmışsın fısıldayamayacakmış fısıldayamayacakmışız fısıldayamayacakmışsınız fısıldayamayacaklarmış
inferential fısıldayamayacaktım fısıldayamayacaktın fısıldayamayacaktı fısıldayamayacaktık fısıldayamayacaktınız fısıldayamayacaklardı
conditional fısıldayamayacaksam fısıldayamayacaksan fısıldayamayacaksa fısıldayamayacaksak fısıldayamayacaksanız fısıldayamayacaklarsa
progressive progressive simple fısıldayamamaktayım fısıldayamamaktasın fısıldayamamakta fısıldayamamaktayız fısıldayamamaktasınız fısıldayamamaktalar
past fısıldayamamaktaymışım fısıldayamamaktaymışsın fısıldayamamaktaymış fısıldayamamaktaymışız fısıldayamamaktaymışsınız fısıldayamamaktalarmış
inferential fısıldayamamaktaydım fısıldayamamaktaydın fısıldayamamaktaydı fısıldayamamaktaydık fısıldayamamaktaydınız fısıldayamamaktalardı
conditional fısıldayamamaktaysam fısıldayamamaktaysan fısıldayamamaktaysa fısıldayamamaktaysak fısıldayamamaktaysanız fısıldayamamaktalarsa
necessitative necessitative simple fısıldayamamalıyım fısıldayamamalısın fısıldayamamalı fısıldayamamalıyız fısıldayamamalısınız fısıldayamamalılar
past fısıldayamamalıymışım fısıldayamamalıymışsın fısıldayamamalıymış fısıldayamamalıymışız fısıldayamamalıymışsınız fısıldayamamalılarmış
inferential fısıldayamamalıydım fısıldayamamalıydın fısıldayamamalıydı fısıldayamamalıydık fısıldayamamalıydınız fısıldayamamalılardı
conditional fısıldayamamalıysam fısıldayamamalıysan fısıldayamamalıysa fısıldayamamalıysak fısıldayamamalıysanız fısıldayamamalılarsa
past past simple fısıldayamadım fısıldayamadın fısıldayamadı fısıldayamadık fısıldayamadınız fısıldayamadılar
conditional fısıldayamadıysam fısıldayamadıysan fısıldayamadıysa fısıldayamadıysak fısıldayamadıysanız fısıldayamadılarsa
conditional conditional simple fısıldayamasam fısıldayamasan fısıldayamasa fısıldayamasak fısıldayamasanız fısıldayamasalar
past fısıldayamasaymışım fısıldayamasaymışsın fısıldayamasaymış fısıldayamasaymışız fısıldayamasaymışsınız fısıldayamasalarmış
inferential fısıldayamasaydım fısıldayamasaydın fısıldayamasaydı fısıldayamasaydık fısıldayamasaydınız fısıldayamasalardı
optative fısıldayamayayım fısıldayamayasın fısıldayamaya fısıldayamayalım fısıldayamayasınız fısıldayamayalar
imperative imperative regular fısıldayama fısıldayamasın fısıldayamayın fısıldayamasınlar
formal fısıldayamayınız fısıldayamayınız
informal fısıldayamasana fısıldayamasanıza
infinitive fısıldayamamak
verbal noun fısıldayamama
impersonal participle imperfective fısıldayamayan
perfective fısıldayamamış
prospective fısıldayamayacak
personal participle non-prospective fısıldayamadığım fısıldayamadığın fısıldayamadığı fısıldayamadığımız fısıldayamadığınız fısıldayamadıkları
prospective fısıldayamayacağım fısıldayamayacağın fısıldayamayacağı fısıldayamayacağımız fısıldayamayacağınız fısıldayamayacakları
temporal adverb temporal adverb simple fısıldayamazken1
specific fısıldayamayınca
"and" fısıldayamayıp
"since" fısıldayamayalı
"until" fısıldayamayasıya
"as long as" fısıldayamadıkça
modal adverb modal adverb simple fısıldayamayarak
reduplicated fısıldayamaya fısıldayamaya
"as if" fısıldayamazcasına1

1 The suffixes -ken and -cesine may be suffixed to the base form of any of the following tenses: aorist, continuous, inferential (even when it follows another suffix), and future.

Derived terms

  • fıs
  • fısıl
  • fısır fısır

Further reading